Altı Gün Savaşı, 5-10 Haziran 1967 tarihleri arasında gerçekleşen kısa süreli bir çatışma olarak tarihe geçmiştir. Bu çatışma, İsrail ile Mısır, Ürdün ve Suriye arasında yaşanmıştır. Savaşın arka planında birçok karmaşık politik, toprak ve jeopolitik etken bulunmaktadır.
Savaşın temel nedenlerinden biri, bölgedeki toprak anlaşmazlıklarıdır. İsrail, 1948 Arap-İsrail Savaşı’nın ardından kazandığı topraklar üzerindeki egemenliğini genişletmişti. Mısır, Ürdün ve Suriye ise bu topraklarda yaşayan Filistinlilerin haklarını savunuyor ve bu toprakları geri almak istiyorlardı.
Mısır’ın kontrolündeki Sina Yarımadası’nda birçok askeri hareketlilik gözlendi. Mısır, İsrail’in kapatılan Tiran Boğazı’nı açmasını talep etti ve İsrail bu talebi reddetti. Tiran Boğazı’nın kapatılması, İsrail için stratejik bir tehdit oluşturuyordu ve bu durum gerilimi artırdı.
Savaşın patlak vermesinden önceki günlerde, taraflar arasında gerginlik giderek artıyordu. İsrail, kendisine karşı yapılan tehditlere karşı önleyici bir hamle yapma kararı aldı ve 5 Haziran 1967’de bir hava saldırısıyla Mısır Hava Kuvvetleri’ni büyük ölçüde imha etti. Aynı gün, İsrail Suriye’ye karşı da saldırılara başladı.
Bu savaş, son derece hızlı bir şekilde ilerledi. İsrail Hava Kuvvetleri, komşu ülkelerin hava üslerini ve savunma sistemlerini etkisiz hale getirdi. Kara birlikleri de hızla ilerleyerek Sina Yarımadası’nı ele geçirdi. Ürdün ve Suriye ile olan çatışmalarda da benzeri bir durum yaşandı ve İsrail bu ülkelerin topraklarında ilerledi.
Altı Gün Savaşı, sadece altı gün sürmesine rağmen sonuçları oldukça derin etkiler yarattı. İsrail, savaşı kazanarak Gazze Şeridi, Batı Şeria, Doğu Kudüs, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri gibi stratejik toprakları ele geçirdi. Bu zafer, İsrail’in askeri gücünü ve bölgedeki konumunu güçlendirdi.
Ancak, bu savaş sadece toprak anlaşmazlıklarını çözmedi, aksine daha da karmaşık hale getirdi. Yeni ele geçirilen topraklar, İsrail’in kontrolü altına alındı ancak bu durum, Filistinlilerin hakları ve kendi devletleri için talepleri konusunda yeni sorunlar yarattı.
Altı Gün Savaşı, Orta Doğu’da devam eden gerilimlerin derinleşmesine ve uzun vadeli etkilerin oluşmasına yol açtı. Bu çatışma, bölgedeki taraflar arasındaki güvensizliği artırdı ve barış sürecini daha da zorlaştırdı. Savaşın ardından birçok uluslararası çaba, bölgede barışı sağlama yönünde yapıldı ancak kalıcı bir çözüm henüz bulunabilmiş değil. Altı Gün Savaşı, Orta Doğu’nun bugünkü karmaşık ve hassas politik yapılanmasının önemli bir parçası olarak tarih sayfalarında yerini almış durumdadır.