Altın Boynuz, tarih boyunca pek çok antlaşmanın imzalandığı önemli bir bölge olarak bilinir. Ancak, Altın Boynuz denilen coğrafi bölge özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Osmanlı Devleti’nin yükseliş döneminde, çeşitli tarihlerde imzalanan farklı antlaşmalarla anılmıştır.
En dikkate değer olanlardan biri, 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan ve Montreux’de gerçekleşen Montreux Boğazlar Sözleşmesi’dir. Bu antlaşma, Boğazlar (Boğaziçi ve Çanakkale Boğazı) ile ilgili önemli düzenlemeler getirmiştir. Boğazlar, uluslararası ticaret yolu olarak stratejik bir konuma sahipti ve bu sözleşme, Boğazlar üzerinde Türkiye’nin egemenliğini ve denetimini güçlendirmiş, aynı zamanda Boğazlar’ın askeri geçişlere ilişkin kurallarını belirlemiştir. Sözleşme, Boğazlar’ın silahsızlandırılması, askeri geçişlerin sınırlanması ve bazı durumlarda düzenlenmesi, tarafsızlık prensiplerinin korunması gibi maddeleri içerir.
Ancak, Altın Boynuz olarak anılan bölgede imzalanan bir diğer önemli antlaşma ise 1913 yılında imzalanan Londra Antlaşması’dır. Bu antlaşma, Balkan Savaşları’nın ardından imzalanmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarının büyük bir kısmını kaybetmesine neden olmuştur. Balkan Devletleri arasında yapılan bu antlaşma sonucunda Osmanlı İmparatorluğu, Edirne hariç tüm Avrupa topraklarını kaybetmiş ve bu da imparatorluğun Avrupa’daki varlığını büyük ölçüde sona erdirmiştir.
Altın Boynuz’da imzalanan diğer bir önemli antlaşma ise 1832 yılında imzalanan Londra Antlaşması’dır. Bu antlaşma, Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımış ve Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan arasında sınırların belirlenmesine yönelik önemli bir adım olmuştur. Bu antlaşma, modern Yunan devletinin kuruluşunda ve sınırlarının çizilmesinde kilit bir rol oynamıştır.
Altın Boynuz denilen bölge, tarih boyunca pek çok önemli antlaşmanın imzalandığı bir coğrafya olmuştur. Bu antlaşmalar, siyasi, stratejik ve coğrafi dengeleri büyük ölçüde etkilemiş ve bölgedeki uluslararası ilişkileri belirlemiştir. Bu antlaşmaların imzalanma nedenleri, içerikleri ve sonuçları, tarihçiler ve uluslararası ilişkiler uzmanları tarafından geniş çapta incelenmiş ve tartışılmıştır. Bu antlaşmaların etkileri uzun süreli olmuş ve bölgenin tarihî seyrini derinden etkilemiştir.